Gideceğim

Gideceğim
mutsuz insanlar doğarken
hüsran dünyasında
gideceğim
sahipsizken ve
dert sayılırken artık sevdalar

yaşamdan yaşamıma akan
delice suskunluğumla
koparcasına ruhuma sızan
zehir zemberek zaman akıntısıyla
hani bir intiharın
kent meydanlarında sallandığı
hani verilen sözlerin hep
ölümü hatırlattığı o an’la
gideceğim santim santim
tüm uzaklıklara

kalamam cefalar kadar zalimken hayat
yaşananlar yalnızlıkların toplamı kadarken
nasıl bırakabilirim
içimi dolduran karanlıkların rengini
nasıl yaşanır bu şifasız
vefasız diyarlar da
yokken hiç bir yerde kimsesizliğin tesellisi

gideceğim
soğuyan ölülerin gözlerindeki anılarla
paslanan ve çürüyen zaman olacak sadece
ben giderken ardımda
kokularsa çoktan kaybolacak
hüzünlü bekleyişlerin sonrasında

ömrüm taşırken bahtında
yokluğun çaresizliğini
yoklukla başlayacağım her özleme
yeni baştan
nasıl olsa sürecek yine de vaat edilen her an
nasıl olsa olacak ilelebet
gözleri uzakları arayan birileri kahrından
her şey kabullenilmiyor
giderken ya da kalırken anlıyor insan
 
 
vedat nusret torun